DÜNYAYI KURTARAN KADINLARDA ARA

18.11.15

hem mandalinanın hem de SYFF'nin mevsimi geldi

2008 yılından bu yana, dünyayı kurtarmak isteyenlere ilham veren belgeselleri Türkçe altyazıyla ve ücretsiz olarak seyirciyle buluşturan Sürdürülebilir Yaşam Film Festivali'nin bu yıl 19-22 Kasım tarihleri arasında, Adana, Ankara, Antalya, Artvin, Balıkesir, Bayındır (İzmir), Bodrum (Muğla), Bursa, Çanakkale, Diyarbakır, Eskişehir, Fethiye (Muğla), Giresun, İstanbul, İzmir, Kayseri, Konya, Mersin, Trabzon ve Urla (İzmir)'da izlenebilecek olan programlarını sabırsızlıkla bekliyoruz. Festivalde bu yıl yine pek çok güzel ve ilham verici belgesel izleyeceğiz ve belki bunlardan bazılarını yine yazacağım, ama bu yazıda sadece birinden bahsedeceğim: Gerçek Bedel.


Giyim dünyanın en büyük ve güçlü endüstrilerinden biri. Tükettiğimiz her şey gibi giysilerimizin de, etiket fiyatının ötesinde, dünya için bir bedeli var. Bu bedeli bazen sağlığımızla, bazen doğa tahribatıyla, bazen de toplumsal adaletsizlik ve emek sömürüsüyle yine biz, hepimiz ödüyoruz. Ee, o zaman ne giyeceğiz? Hayatın her alanında olduğu gibi, burada da cevap bence ölçekte saklı: Ölçeği küçültmek, daha az tüketmek, daha uzun süre kullanmak, kendi ellerinle üretmek ya da küçük üreticilerden almak. İkinci el kıyafet kullanmak, yıpranan giysileri onarmak, örmeyi, dikmeyi, dokumayı öğrenmek ve elimizden gelmeyen şeyler için de küçük üreticiler bulmak.

Ben bu arayış sayesinde doğal boyalarla boyanmış doğal kumaşlardan el yapımı giysiler üreten sat-su-ma ile karşılaştım ve yaratıcısı Özge ile sizi tanıştırmak istedim. Özge'nin kendi ağzından hikayesi şöyle:

Ben, Özge, 30 yaşındayım. Bunun 27 senesini Ankara'da geçirdim, son 2,5 yıldır İzmir Seferihisar'da yaşıyorum. Hacettepe Üniversitesi'nde biyoloji okudum ve botanik yüksek lisansı yaptım. Akademisyen olma yolunda ilerlerken, akademi tarafından çizilen 'başarılı görünme' kriterlerinin kendiminkilerle uyuşmadığına karar verip doktora aşamasında akademiyi bıraktım. Sonrasında 3 yıl kadar Ankara'da şehrin kasvetinin içinde azıcık hareketlilik yaratabilecek yaratıcı etkinlikler düzenlemekle ilgilendim (www.yumusak-g.com), sanat sergileme konusunda bazı projelerde yer aldım (www.torun-web.com). Derken kendimi yaşadığım şehri tüketmiş buldum ve sadece yazı geçirmek için Seferihisar'a geldim. 2 ay sonra dönüş vakti geldiğinde biletimi iptal ettim ve alışık olduğum hiçbir şeye devam etmek istemediğimi kabul ettim. 2013 yılının yazı oluyor bu.

Sonra Seferihisar'daki hayatım bir süre belirsizlik içinde geçti. Bir şeyler üretmeye başlamam gerektiği konusunda hiçbir şüphem yoktu ama hangi parçaları birleştirmem gerektiğini başlangıçta bilemiyordum. Çeşitli denemeler ve arayışlar sonucu oradan oraya salınırken, tamamen tesadüfen internette doğal boyama ile karşılaştım, sadece bir olgu olarak, böyle bir şeyin uygulanıyor olduğu bilgisiyle karşılaştım. Sonrası çok hızlı gelişti. Anında bu konuyla ilgilenmem gerektiğini hissettim, hemen araştırmaya, notlar almaya, denemeler yapmaya başladım. Bitkileri tanıyordum, renklerle ve kumaşlarla oynamayı seviyordum, dolayısıyla çok zevk alıyordum yaptığım şeyden. Konuyu çözmem, kendi uygulanabilir reçetelerimi oluşturmam 6 ay gibi bir süre gece gündüz çalışarak oldu. Üzerinde çalıştıkça daha da çok içine çekti konu beni. Doğal boyama gerçekten uçsuz bucaksız bir konu.

Fotoğraf: Burçin Esin

Hayatım boyunca bir şey gibi olan şeylerle aram hiç iyi olamadı, hep o şeyin ta kendisi olan şeyler beni heyecanlandırdı. O yüzden doğal boyama konusuna başlangıçta basit bir ilgiyle başlamış olabilirim ama sonrasında bana o kadar çok şey hissettirdi ve öğretti ki, ben onu yönetmiyorum, o beni ele geçirdi artık. Her bir boyama kendi başına farklı bir deneyim, çünkü canlı moleküllerle çalışılıyor ve canlılığı hiçbir zaman tam olarak yönetemezsiniz. Ancak uyumlanabilirsiniz. Bu sebepten bambaşka bir insan gibi hissediyorum kendimi, bundan 3 yıl öncesine göre.

Velhasıl, doğal boyama hayatımın bir parçası haline geldikten sonra, bunu nasıl bir ürüne dönüştüreceğimi ve bunu insanlara nasıl sunacağımı bulmam gerekti. Çocukluğumdan beri hep kumaşlarla oynuyor ve kendime bir şeyler dikiyordum. Bunu bir iş haline getirecek kadar ciddiye almamıştım sadece, bir şeyler eksik gibiydi. Ama artık elimde bitkilerle boyadığım bir tomar kumaş vardı ve muhtemelen daha önceleri eksik olan şey de buydu. Doğal yollarla boyanmış giysiler üretmeye karar vermiş oldum böylece. Sonrası çok miktarda zaman, sabır, emek ve bunlarla birlikte gelen yoğun bir tatmin duygusu.


Fotoğraf: Burçin Esin

Yaklaşık 2 yıl süren tüm bu sürecin ardından, sat-su-ma 2015 yılının başından beri bir marka olarak var. Tüm parçaları elimde dikiyor ve bitkilerle boyuyorum. Bitkileri çoğunlukla kendim topluyor, çevremde bulamadıklarımı satın alıyorum. Boyama sürecinde toksik hiçbir kimyasal madde kullanmıyorum. Atıklarım da dolayısıyla toksik olmuyorlar ve onları gönül rahatlığıyla toprağa geri döndürüyorum. Diktiğim parçalarda sentetik hiçbir malzeme kullanmıyorum, buna fermuarlar da dahil. Sadece tahta ve sedef düğmeler kullanıyorum. Kumaşlarım saf pamuklu, kimisi el dokuması. İleride ipek ve yün de kullanmak istiyorum. Yapmak istediğim çok fazla şey var.

Ürettiklerimi www.sat-su-ma.com üzerinden görücüye çıkarıyorum. Markayı takip etmek için gerekli tüm sosyal medya araçlarının linkleri sitede mevcut. Onun haricinde genel olarak hayatımı ve üretim sürecini hikayeleştirdiğim bir instagram hesabım da var: @goohou

Bu yaz itibariyle Seferihisar haricinde, şehir içinde de, İzmir'in en eski mahallelerinden Konak Damlacık'ta bir atölye kurdum. Burada yakın zamanda doğal boyama ve dikiş atölyeleri düzenlemeye başlayacağım. İnsanlarla bilgilerimi paylaşmak istiyorum. Bu günlerde nasıl bir sistem izleyeceğimi, nasıl bir program yapmam gerektiğini belirlemeye çalışıyorum. Dileyenler atölye ziyaretine de gelebilirler istedikleri zaman, öncesinde bana ulaşarak. Mail adresim ozgehorasan@sat-su-ma.com, atölyenin telefon numarası da 05392387422.

16.7.15

PERİ: doğal, yerel, ekolojik üretim deniz süngeri

Çok heyecan verici bir gelişmeyle karşınızdayım. Bugüne kadar MeLuna kaplar gibi yine Almanya'dan temin ettiğimiz menstruasyon amaçlı deniz süngerlerine daha da ucuz ve daha bile ekolojik bir alternatif buldum!

PERİ DOĞAL SÜNGERLERİ

Peri süngerler TÜBİTAK destekli bir projenin ürünü. Projenin amacı sayıları gittikçe azalan bir canlı olan deniz süngerlerinin çoğaltılması. Proje Saroz Körfezi'nden alınan bireylerin çoğaltılıp bir kısmının tekrar deniz altına yerleştirilmesi, bir kısmının da satılarak projenin sürdürülebilirliğinin sağlanmasını içeriyor. Yani sünger alarak Saroz Körfezi'nde yaşayan süngerlerin çoğalmasına destek oluyoruz.  

PERİ sünger çeşitli boylarda ve kullanımlar için sünger üretiyor. Süngerlerin hiçbiri beyazlatma işlemine tabi tutulmuyor ancak menstruasyon süngerlerinin vajina duvarını tahriş etmemesi için işlenmesi gerektiğinden sipariş verdiğinizde menstruasyon süngeri istediğiniz belirtmeniz gerekli. Piyasadaki tüm menstruasyon süngerlerinin bu işlemden geçmesi zorunlu.

10*10 CM BOYUTLARINDAKİ MENSTRUASYON SÜNGERİNİN FİYATI 15 TL.

Ayrıca Ağustos sonuna kadar devam edecek harika bir kampanya ile iki sünger alana bir tane, dört sünger alana ise kargo ücretini hediye ediyorlar. İster birkaç yıllık menstruasyon süngeri ihtiyacınızı bir seferde alın, ister menstruasyon süngeri yanında kendiniz ve aileniz için mis gibi doğal temizlik süngerleri edinin.

Temizlik amaçlı PERİ sünger çeşitleri:
10*10 cm 15 TL
15*15 cm 20 TL
20*20 cm 25 TL

Deniz süngeri %100 organik malzeme dışında hiçbir şey içermez. Islandığında yumuşayarak vajinanın şeklini alan süngerlerin kullanım süresi 1 yıldır. Sünger yoğun günlerde 2-3 saatte, hafif günlerde 4-6 saatte bir çıkarılmalı, soğuk su ile durulandıktan sonra (sıcak su kanı pıhtılaştıracağı için) tekrar yerleştirilmelidir. İstenirse yerleştirmeden önce bir kez de ılık suyla yıkanabilir. Menstruasyon döngünüz başlamadan önce ve bittikten sonra temizlik için süngerin sirkeli su ya da 3/1 oranında seyreltilmiş oksijenli suda bir kaç saat bekletilmesi dezenfeksiyon sağlayacaktır. Çay ağacı yağı damlatılmış su da dezenfeksiyon için kullanılabilir. Süngeri ısıtmadan doğal olarak kurumaya bırakın ve kuru ve serin bir ortamda saklayın. Süngerler orijinal boyutuyla denendikten sonra arzu edilirse kesilerek küçültülebilir. Ayrıca akıntınız fazla ise iki tanesi aynı anda da kullanılabilir. Doğal sünger kesinlikle KAYNATILMAMALIDIR ve çamaşır suyu gibi kimyasallarla TEMİZLENMEMELİDİR. Eğer vajinal bir enfeksiyon yaşarsanız daha önce kullandığınız süngeri atarak yeni bir sünger kullanmaya başlamanız tavsiye edilir. Deniz süngeri kullanım ömrü dolduğunda tamamen doğada çözünebilir, hiçbir kirlilik yaratmayan bir atıktır; bahçenize, saksılarınıza gömebilir, kompost yığınınıza atabilirsiniz.

Sünger kullanımı hakkında sorularınız için bana, siparişleriniz için 0 543 8202828 nolu telefondan sevgili Rıza Öktem'e ulaşabilirsiniz.

18.6.15

menstruasyon yogası (benim gibi yoga bilmeyen kadınlara özel)


Ortaokuldayken bir gün bizi spor salonuna toplayıp birer kitapçık ve ikişer tane plastik ped dağıtmış, menstruasyonla ilgili bir şeyler anlatmışlardı ve o gün tüm teneffüslerde çantalarımızı yanımızda taşımak zorunda kalmıştık. Tabii tüm önlemlere rağmen erkekler pedleri ve kitapçıkları ele geçirmeyi başarmış ve iki gün boyunca akla gelebilecek her tür komikliği ve aşağılamayı sıralamış, sıkı bir testesteron deşarjı yapmışlardı. Pedlerimizi ve menstruasyonu herkesten gizlemek zorunda olduğumuz bilgisi de iyice pekişmişti.

Yıllar sonra sağlığıma ve çevreye ne kadar zararlı olduğunu öğrendiğim ve kullanmaktan vazgeçtiğim plastik pedleri genç kızlara pazarlamaya gelen o ablaların bana hiç faydası olmadı diyemem. O kitapçık sayesinde şunu öğrendim: Regl kramplarını geçirmenin en iyi yolu hareket etmek.

Evet, menstruasyon kabı kullanmaya başladığımdan beri oldukça azalan, şişkinlik ve sızlama halini alan, artık sadece ayaklarımı çok üşüttüğümde yaşadığım kramplar sırasında, battaniyenin altına girip cenin pozisyonunda durmak bana da çok cazip geliyor. Çünkü menstruasyon döneminde zaten uykulu ve motivasyonsuz oluyorum. Ama bu pozisyondayken kramplar asla geçmiyor ve o filmin sonu ağrı kesiciler ile bitiyor...Ben o sırada evden çıkamıyorsam basit egzersizler yaparak ya da yürüyüşe çıkarak, bahçede çalışarak ağrılarımı hafifletebiliyorum. O dağıtılan kitapçığı ne yazık ki saklamadım, ama sizin için bu konuda güzel bir makale bulunca hemen Türkçe'ye çevireyim dedim. Makalede anlatılan pozlar yoga pozu, ama yoga bilgisi ya da deneyimi gerektirmiyor. Hatta ayağa kalkmanızı bile gerektirmiyor :)

Ceres cadılarının hazırladığı hormon dengeleyici çay ve kas gevşetici kremle birlikte bu egzersizlerin sizi oldukça rahatlatacağını düşünüyorum.

Menstruasyon Krampları için Üç Basit Yoga Pozu
Orijinal yazı: http://menstrupedia.com/blog/three-simple-yoga-poses-for-relief-in-menstrual-cramps/

Aşağıdaki basit asanalar (duruşlar) genital-üriner sisteminizi doğrudan etkiler ve vücudunuzdaki cinsel enerjiyi düzenler. Üreme ve sindirim sistemleriniz için çok faydalıdır.

Başlamadan önce şunları hatırlatalım:
-Yoga deneyiminiz olması gerekmiyor
-Pozların sadece birini ya da sırayla hepsini yapabilirsiniz
-Bunları kramplarınız sırasında ya da başka zamanlarda, istediğiniz kadar yapabilirsiniz
-Rahat ve bol kıyafetler giymek isteyebilirsiniz
-Bir yoga minderi, bir battaniye ya da yerden soğuk geçirmeyecek herhangi bir şeyin üzerinde yapabilirsiniz

Vajrasana (Yıldırım pozu)

1- Dizlerinizi bükerek oturun.
2- Ayak parmaklarınız birbirine değdirin ve topuklarınızı birbirinden uzaklaştırın.
3- Topuklarınızın yarattığı boşluğa oturun ve dizlerinizi bir arada tutun. Ellerinizi baldırlarınıza koyun.
4- Omuriliğinizi ve başınızı gevşek ama dik tutun.
5- Gözlerinizi kapatın ve vücudunuzu tamamen rahat bırakın.
6- Normal şekilde nefes alın ve dikkatinizi nefesinize verin.

2-5 dakika süreyle bu pozisyonda durun. Sindirim sorunu yaşıyorsanız bunu her yemekten sonra en az 5 dakika yapın.
Not: Eğer bu pozisyonda dizleriniz acıyorsa dizlerinizi biraz ayırabilirsiniz. Ayak bilekleriniz acıyorsa, bileklerinizin altına bir minder ya da havlu koyun.

Bu poz ne işe yarıyor?
Vajrasana pelvik bölgedeki kan dolaşımını ve sinirsel uyarıları değiştirir, pelvik kaslarınızı güçlendirir, menstruasyon rahatsızlıklarını giderir. Aynı zamanda sindirim sisteminizi çalıştırır.

Shashankasana (Ay pozu)
UYARI: Yüksek tansiyon, disk kayması, göz tansiyonu ya da vertigosu olanlar bu pozu yapmamalıdır.
1- Vajrasana (Yıldırım) pozunda oturun.
2- Omurilik ve başınızı gevşek ama dik tutun.
3- Gözlerinizi kapatıp vücudunuzu tamamen rahat bırakın.
4- Nefes alırken kollarınızı başınızın üzerine doğru dümdüz ve omuz hizasında uzatın.
5-Nefes verirken belinizi öne doğru bükün, kalçanızı topuklarınızdan kaldırmadan başınızı ve kollarınızı yere koyun.
6- Normal şekilde nefes alıp verin ve nefesinize dikkatinizi verin.

Bu bir tur sayılır ve 3-5 kez tekrar edilir.

Ne işe yarar?
Shashankasana sırtınızı esnetir, omurganızı doğru hizaya getirir, omurlar ve çevresindeki sinirler üzerindeki baskıyı azaltır. Böbreküstü bezlerinizin işleyişini düzenler. Pelvik kasları ve siyatik sinirlerini esnetir ve güçlendirir, rahatsızları giderir. Kabızlığı giderir, öfke duygularını dindirir ve "beyni serinletir" :)

Marjariasana (Kedi pozu)

Varjasana pozundan kalkarak dizlerinizin ve ellerinizin üzerinde durun.
1- Dizlerinizi kalça genişliği kadar aralayın ve kalçanızın tam altına getirin. Ellerinizi omuz genişliğinde aralayın ve omuzlarınızın tam altında yere koyun. Baldırlarınızı ve kollarınızı dümdüz tutun.
2- Gözlerinizi kapatın ve vücudunuzu tamamen rahat bırakın. Özellikle karın bölgenizi kasmayın.
3-Nefes alırken omurganızı aşağı doğru bükün ve başınızı kaldırın. 3 saniye nefesinizi tutun.
4- Nefes verirken omurganızı yukarı doğru bükün ve başınızı eğin. Karnınızı içinize çekin. 3 saniye nefesinizi tutun.

Bu bir tur sayılır ve 5-10 tur tekrar edilir.

Ne işe yarar?
Marjariasana omurganın, boynun ve omuzların esnekliğini arttırır. Üreme sistemini nazikçe esnetir ve menstruasyon rahatsızlıklarını ve vajinal akıntıyı hafifletir.

Bonus! Shavasana (Vücut pozu)
1- Başınız ve omuriliğiniz düz bir çizgi üzerinde olacak şekilde sırt üstü uzanın.
2- Ayaklarınızı biraz aralayın. Kollarınızı vücudunuzdan biraz dışarıda tutun. Avuçlarınız yukarı baksın.
3- Gözleriniz kapatın ve vücudunuzu tamamen rahatlatın.
4-Normal şekilde nefes alın ve dikkatinizi nefesinize verin.
Bunu en az 5 dakika yapın. Ne kadar uzun süre yapabilirseniz o kadar iyi gelir.
Not: Gerekirse başınızın altına minik bir yastık ya da katlanmış bir havlu koyabilirsiniz.

Ne işe yarar?
Shavasana tüm psiko-fizyolojik sistemi rahatlatan en iyi pozlardan biridir. Tüm bedeninizin farkındalığını arttırır ve sizi en iyi şekilde dinlendirir.

Siz ağrılarınızı gidermek için neler yapıyorsunuz?

5.6.15

Ayn-ı Şifa cadıları, ihtiyacınıza göre bitkisel ürünler hazırlar

Uzun zamandır sizlerle tanıştırmak istediğim, ürünlerini ayıla bayıla kullandığım ve tanıdığım herkese kullandırttığım kadınlar var da, nasıl oluyorsa artık, geç gelen bahar ve erken gelen yaz sayesinde ciddi gecikmeyle karşınızdalar. Melis Rona, Selen Hünerli ve Deniz Erk birbirinden tatlı ve yetenekli üç cadı. Cadı dediğim bildiğiniz cadı: Doğadan toplanmış bilumum şifalı malzemeyi kurutup, karıştırıp, benmari kazanlarında kaynatıp çaylar, iksirler, merhemler üretiyor, yetmedi astroloji ve masaj seansları yapıyorlar. Onlarla iletişime geçip derdinizi anlatırsanız kişiye özel ürünler bile hazırlıyorlar.
Ne gibi derseniz mesela menstruasyon döngümüzü daha rahat geçirmemiz için:


Kadın çayı 
Hormonları dengeler, adet sancısını azaltır, akıntıyı giderir ve rahatlatır.

İçindekiler: Aynı Sefa, Aslan pençesi, Aspir, Civanperçemi, Meyan, Hayıt tohumu.



Kıvrak kedi merhemi

Isıtıcı ve ağrı kesici tohum ve kökler ile zenginleştirilmiş susam yağı ile yaptığımız bu merhem kasları rahatlatır, dolaşımı uyarır, kas incinmelerinde iyileşmeyi hızlandırır.

İçindekiler: Tıbbi susam yağı, balmumu. Biberiye, ardıç, kafur, yenibahar öz yağları.




Sık karşılaşılan sağlık sorunlarımız için:

Anadolu kaplanı

Gribal durumlarda göğüse ve buruna sürülür. İncinmeler, burkulmalar ve böcek sokmalarında kullanılır.

İçindekiler: Zeytinyağı, badem yağı, hindistan cevizi yağı, balmumu. Kafur, okaliptus, biberiye, ardıç, zencefil, ingiliz nanesi öz yağları.



  
Yara ve yanık merhemi

Antiseptik ve iyileştirici, eskilerin bilgilerine göre hazırlanmış ilkyardım merhemi.

İçindekiler: Sarı kantaron, aynısefa, aloevera, zeytin yağı. Çay ağacı, lavanta öz yağları.



Kimyasalsız, mis kokulu, taptaze kişisel bakım ürünleri:

Diş tozu

Ağız içi aft ve yaraları iyileştiren, ağız kokusunu engelleyen, antiseptik ve temizleyici toz karışımı. Diş macunu ile beraber veya diş macunu yerine kullanılabilir.

İçindekiler: Beyaz kil, karbonat, toz haline getirilmiş zencefil, meyan, mürsafi, karanfil. İngiliz nanesi öz yağı.





Deodorant

Antibakteriyel içeriği ile ter kokusunu engeller.

İçindekiler: Hindistan cevizi yağı, shea butter, karbonat, nişasta, balmumu. Çay ağacı, bodurçam veya citronella öz yağları.





Güneş kremi

Çok güçlü bir antioksidan olup, güneş ışınlarına karşı koruma sağlayan astaxanthin pigmenti ile muadillerinden ayrılan güneş kremidir. Bebeklerde kullanıma uygundur.

İçindekiler: Susam yağı, aynısefa, aloevera, hindistan cevizi yağı, shea butter, çinko oksit, astaxanthin. Lavanta ve ıtır öz yağları.





Sinek kovucu

Sinek ve böcekleri uzak tutar, kaşıntıyı engeller, canlandırır, ferahlatır. Bebeklerde kullanıma uygundur.

İçindekiler: Biberiye ve ısırgan suyu, etil alkol. Limon, lavanta, sedir, citronella, karanfil öz yağları.




veeee anneler ve bebişlere özel, annelerce test edilip onaylanmış:

Pamuk anne merhemi 
Hamilelik döneminde oluşan çatlakları önlemek için göğüs, karın ve bacak bölgelerine her gün pamuk anne ile masaj yapın. İçeriğindeki susam yağı ile vücudun direncini artırır, lavanta ile rahatlatır.

İçindekiler: Susam yağı, aynısefa, jojoba yağı, badem yağı, balmumu, E vitamini. Lavanta öz yağı.





Süt artıcı çay

Süt artırıcı, şişkinliği azaltan, kuvvet verici tohum karışımıdır. Çay olarak içilir.

İçindekiler: Kimyon, rezene, anason, çörekotu, ısırgan tohumu, çemen.





Kibele merhemi

Emzirme döneminde meme uçlarında oluşan çatlak ve yaraları iyileştirir. Sık kullanıma uygundur.

İçindekiler: Kantaron yağı, aloe vera, sinirli ot, buğday özü yağı, E vitamini.





Bücürük merhemi

Bebeğinizin gaz sancılarını hafifletmek ve rahat uyumasını sağlamak için ayaklarına ve karın bölgesine bu merhem ile masaj yapın.

İçindekiler: Hindistan cevizi yağı, aynısefa, papatya, susam yağı. Rezene ve lavanta öz yağları.





Pişik merhemi

Yangıyı ve kaşıntıyı engeller, tahriş olmuş cildi yeniler.

İçindekiler: Aynısefa, papatya, hindistan cevizi yağı, balmumu. Lavanta, çay ağacı öz yağları.




Aynı-ı Şifa (eski adıyla CERES) ürünlerini İstanbul Karaköy-Sumahan, Moda-Halka Sanat, Moda- Nefess Yoga, Eski Datça Yağhane Pansiyon ve Bodrum Gümüşlük- Kıtır Cafe'den ya da aynisifa@gmail.com adresinden kendilerine ulaşarak temin edebiliyoruz. Siparişinizi vermeden önce Aynı-ı Şifa facebook sayfasından diğer ürünlerini ve güncel fiyatları inceleyin derim. Tüm ürünler sağlıklı cam kavanozlarda ya da kese kağıtlarında ambalajlanmış olarak geliyor ve kimyasal koruyucular içermedikleri için son kullanma tarihleri pakette yazılı oluyor. Şifa olmaması neredeyse imkansız...

2.4.15

Cansu'nun yenebilir sabun keşfi!


Cansu'nun facebookta paylaştığı keşfini görünce heyecanlandım ve kendisinden bu tarifi istedim, çünkü en az üç işlevi olan, yerli bir bitkiden söz ediyordu. İşte önümüzdeki sene kendi bahçemde yetiştirmeyi planladığım çöven otu (Gypsophila) hakkında Cansu'nun bizim için hazırladığı özet:

Çöven kökü eskiden beri Anadolu’da kullanılagelen çok amaçlı bir kök bitki. Toplanırken
toprağın altından çıkartılıyor. Bir sürü para vererek yurtdışından getirtilen sabun cevizinin
alternatifi. Anadolumuzun bereketli topraklarında her bir şey var ama kıymetini bilemiyoruz. Evimizde kullandığımız kimyasalların bize ve çevreye verdiği zararlar herkesin malumu artık. Alternatif ne kullanabilirim diye araştırırken çöven kökü çıktı karşıma ve yenebilir olması çok cezbetti beni. Üstelik bitkisel deterjanlarla mukayese edince fiyatı da oldukça makul düzeyde. İçerdiği saponin sebebiyle temizleyici, dezenfekte edici özelliği var.

Kullanım alanları;
1)Helva yapımında
2)Sabun yapımında
3)Temizlikte
4)Sağlık sektöründe(Antifungal ve antibiyotik özelliği var)

Ben evde temizlik yaparken çoğu yerde kullandım ve şahsi kanaatlerim şunlar;
Çamaşır makinesi: Granül deterjanların çıkarma kapasitesinde, farklı karışımlarla denenebilir. Ben karbonat ve zeytinyağlı sabunla karıştırdım. İsteyen uçucu yağlardan ekleyebilir koku için.
Bulaşık makinası: Hem deterjan gözüne hem parlatıcı gözüne doldurdum ve bulaşıkların üstüne döktüm. Güzel yıkadı, parlattı.
Şampuan: Tek kelimeyle harika. Bikaç aydır karbonat ve sirkeyle yıkıyordum saçlarımı, bu şekilde yıkayanlar çok memnun olduğu halde benim saçlar alışmadı bir türlü, aşırı yağlanma oldu saçlarımda. Çöven ipek gibi yaptı, yağı aldı götürdü, çok memnunum kaldım.
El-vücud sabunu: Tezgah üstü köpük sabun aparatları var, ondan alıp el sabunu olarak kullanmayı düşünüyorum.
Tuvalet-lavabo: Antiseptik özelliği olduğundan tuvalet için çok iyi ve fırçalarken köpük köpük oluyor, temizlik hissi tamamlanıyor.
Yüzey temizleyici: hem bitkisel, hem antiseptik hem de çok güzel temizliyor, daha ne olsun.
Çöven kökü temizlikte kullanılırken kaynatılıp suyu çıkartılıyor, evde kolaylıkla hazırlanabilir.Ben nasıl hazırladığımı kısaca tarif edeyim;
1) 1 büyük su bardağı çöven kökünü büyük bir tencerede 3 litre suda yarım saat süreyle kaynattım.
2) Tencerede soğuyana kadar dinlendirdim özü suya iyice geçsin diye.
3) Yaklaşık 2 litre öz kalıyor,bunu büyük bir şişeye süzdüm.
4) Aynı kökleri tekrar 3 litre suda kaynatıp soğuduktan sonra şişeye ekledim.
5) Son kez 3 litre suda aynı işlemi gerçekleştirdikten sonra hepsini karıştırdım.
6) 1 su bardağı kökten yaklaşık 6 litre çöven suyu elde ediliyor.
7) Serin bir yerde yahut dolapta saklanması gerekiyor zira ekşime yapıyor birkaç gün
sonra.
Çöven kökünü aktarlardan temin edebilirsiniz fakat ben yaşadığım şehirde hiçbir aktarda bulamadım. İnternetten satış yapan birinden temin ettim. Biraz araştırınca kolayca bulunuyor.

Cansu Özcan:
Hayatı önüne geldiği gibi yaşayıp anıları kokularla hatırlayan, her daim bilginin peşinde öğrenci(dtcfde hala öğrenci), çocuğuyla yeniden doğan, hayatı kızının gözlerinden görmeye çalışan bir şehir ekolojiğiyim :) Doğaya saygı duyarak yemyeşil bir dağ köyünde kendi ellerimle yuvamı yapmak ve her şehirden misafirler ağırlamak hayalleri kuruyorum.

Popüler Yayınlar